Uşak Şeker Fabrikası ile ilgili Yorumlarım - 1 ( ara sıra sizlerle paylaşacağım)
Türkiye Şeker sanainin Ana Özellikleri
Saygı değer site izleyicileri :
Yapacağım yorumlar genellikle objektif kurallar içerisinde olacaktır, Olaki istemiyerek taraf tutar ve duygusal bir tavırla yorum yaptığım hissini yansıtırsam şimdiden affınıza sığınıyorum.
Konuya basit hatlarıyla yaklaşarak değinmek istiyorum, böylece anlaşılması daha kolaylaşacaktır. Yıl 1923 Cumhuriyetimiz yeni kurulmuş, Toplum fakru zaruret içierisinde maddi ve manevi kaynaklar nerede ise sıfır noktasında, iş görecek erkeklerin çoğu Vatanı kurtarmak için canlarını verip Şehit olmuşlar. Toplum Atatürk'ün başarılı Komutanlığı ve vatanı için canlarını vere Türk Milletinin evlatları sayesinde, özgürlüğüne kavuşmuş, Sıra gelmiş Ekonomik özgürlük savaşına. bunun için de toplumda yaşayan fertlerin her biri elinden gelebilecek en üst düzeyde kabiliyetini ortaya koyarak bu Ekono-mik savaşta yerini almaga.
Bu fertlerden birisi de Rahmetli dedem Molla Ömer Oğlu Nuri Şeker'dir. İstiklal savaşında Uşak iki yıldan fazla işkal altında yaşadığı için Cumhuriyetin ne demek olduğunu ve yeni başlayacak olan Ekonomik savaşda da derhal görev almaları gereğine inanarak dedemin girişimine destek olmada gecikmemişlerdir.
Önceden pancar ve pancardan Şekerin nasıl çıkarılacağı konusunda yaptığı araştırma ve uygulamalar neticesi fazla zaman kaybetmeden işi fiiliyata dökme geregini bilen Nuri Bey. Ankara'nın yolunu tutmuş ve Atatürk'le konuşup derdini anlatmak ve ondan icazet almak istemistir. O günlerde kendisi 65 yaşlarındadır. İdadi mezunu çok zeki matematik dehası ve ikna kabiliyeti yüksek bir kişiliğe sahiptir. Yaptığı giri,şimler sonucu Atatürk'ten rendevu alıp konuşma fırsatını bulmuştur.
Atatürk makama kabul ederek buyur beybaba derdin nedir diyerek dedemi sorduğunda . Paşam teşekkür ederiz bizi Düşmandan kurtardınız, Cumhuriyeti kurdunuz, Egemenliğimize kavuşmamızı sağladınız . Müsaade ederseniz bizlerde üzerimize düşen görevimizi yerine getirelim dediğinde. Atatürk peki Beybaba nedir görevin diye sormuş, Dedem de Paşam Müsaade ederseniz Ben Uşakta bir Şeker Fabrikası kurmak istiyorum yanıtını vermiş. Atatürk gülmüş Beybaba masanın üzerine bak ben yeni yılın bütçesini yapmaya çalışıyorum, bütçe yamalı bir bohça gibi neresinden tutsam kopuyor sen gelmiş benden binlerce lira istiyorsun bu mümkün değil. Ben sana bütçeden tırtırlı kuruş bile veremem diye cevap vermiş. Demen Paşam siz yanlış degerlendirdiniz ben sizden para talep etmeye gelmedim. Sizinden icazet almak için geldim. Bu konuda bana destek verirseniz size iki yılda Türk Şekerini tatıracağım demiş. Atatürk gülerek Beybaba görüyorumki sede benim gibi inatçı bir karektere sahipsin yolun açık olsun nerede takılırsan bana gel sana destek olayım ve yolunu açayım demiş.
İşte Uşak şeker fabrikasının kuruluş hikayesi böylece başlamış. Rahmetli dedem bu destek sonrası ne kadar zor bir yolculuğun başlayacağını çok iyi biliyormuş. Ama sonradan tahmin edemediği karşısına çıkan olumsuzlukları görünce işnin daha zor olacağını anlamış. Ama hiç yılmadan hedefine varmanın hesaplarını daha ince hesaplar yaparak uygulamaya başlamış. Tabii ki azminin ve kararlılığının semeresini de Uşakta Bir Şeker fabrikası kurarak yaşamış.
Sağlığında en büyük zevki biz torunlarını karsısına alarak yaşadıklarını birer mizah örnekleriyle anlatmaktı. Bunun böyle olduğunu " Ben torun sahibi olduktan sonra anlayabildim " Çektiği sıkıntıları ve yapılan haksızlıkları sırası geldikçe sizlerle paylaşacağım. Ben bir an önce sizlerle Uşak Şeker Fabrikası ile Alpullu Şeker Fabrikasının kuruluşu aşamasındaki farklılıkları paylaşarak durumu sizlerin degerlendirmesine sunmak istiyorum.
Sene 1923 yılı Atatürk dedeme kuracağı Şeker Fabrikasına tırtırlı kuruş veremeyeceğini belitliyor fakat iki sene sonra Alpullu Şeker Fabrikasına bir talimatla % 68 İş Bankasının , % 10 Ziraat Bankasının ortak olmalarını sağlıyor, ayrıca Alpullu Şeker Fabrikası halka açık diyerek kuruluyor ama bakın kurucuları kimler oluyor bir göz atalım.
- Faik Kaltakkıran ( Edirne Milletvekili )
- Hüseyin Rıfkı Ardaman
- Faik Öztrak ( Tekirdağ Milletvekili )
- Şakir Kesebir ( Çatalca MilletvVekili )
- İbrahim Çoluk ( Bilecik Milletvekili )
- Salim Nuri ( Tütün Tüccarı )
- Hayri İpar ( Hayri İpar " Şeker Kralı " Tüccar )
- Ali ( Keresteci Tüccar )
- Burhanettin ( Fabrikatör )
- Kasım Yola Geldi ( Tüccar )
On müteşebbis tarafından kurulmuştur.
Alpullu Şeker Fabrikasının
Sermaye teşekkülü şu şekildedir.
% 68 İş Bankası
% 10 Ziraat Bankası
% 22 Yukarıda adları geçen on müteşebbis zat ve az sayıda Trakya Köylüsünden teşekkül etmiştir.
Uşak Şeker Fabrikasının
Sermaye Teşekkülü şu şekildedir.
% 10 Hisse 50 adet Müessis İlk Kurucu tarafından altışar yüz ( 600.- ) lira verilerek karşılanmış
% 90 Hissesi ise her biri iki lira olan 135.000 adet hisse sahiplerinden oluşmaktadır.
Alpullu Şeker Fabrikasının Yönetim Şekli
On Kurucunun ortağın mutlak hakimiyetiyle Yönetilen, % 78 hissenin sahibi olan Bankaların Yönetime girme haklarının olmadığı bir yönetim biçimi ile yönetiliyor.
Uşak Şeker Fabrikasının Yönetim Şekli
Kurucu Müessis ağırlıklı on bir ortak tarafından ( 1923 +1924 + 1925 + 1926 ) yılları, Yönetim Kurulundan hiç bir kimse bir kuruş bile almadan bir kuruş üçret almadan yönetilen, Fabrika işletmeye açıldıktan sonra her kesimin canavarca Yönetimi ele geçirmeye çalıştığı siyaset ağırlıklı bır baskı ile karşılaşan. Fabrikaya Kredi veren Sanayi ve Maadin Bankasının politik baskıyla hareket etmesi sonucu, Genel Kurullarda yapılan oylama hileleriyle Yönetimin Çoğunluğu Sanayi ve Maadin Bankasını eline geçiriyor. Eski yönetim şekli bozularak Molla Ömer Oğlundan kurtulup, Yönetime ortaklardan 5 , Sanayi Maden Bankasından 7 yönetici ile yönetilen bir işletme haline getiriliyor. Bu operasyonda da istediklerine ulaşamayan ( Besim Atalay, İbrahim Tahtakılıç , Mehmet Hacımın ve arkadaşları ) muhalif kadronun baskısı ve siyasi yönlendirmeleriyle Genel Kurullara Halk Fırkasının yetkilileri de katılarak Hükümet böyle istiyor diye Fabrikayı ele geçirmek için çalışmalarına artan bir hızla devam ediyorlar. İstedikleri Aynen Alpullu Şeker Fabrikası Yönetimi gibi siyasilerin agırlıkta olduğu bir kadro oluşturmak. Bunda da başarılı oluyorlar. Yönetime Kütahya dışından atanan Mebus'lar getirilmiş. Uşak Şeker Fabrikasının kuruluş amacından saptırılması, lüks ve fuzuli masraflar yapılarak halkın parasının çar çur edilmesi neticesi, sermaye sıkıntısı çeken şirket mali yönden daha da fazla zorluklara düşürülerek ve ayrıca da Bilanço oyunlarıyla İflas ettirilmiş gibi gösterilmiştir. Amaç Molla Ömer oğlu Nuri Beyin itibarını halkın gözünden düşürmektir. Bunun devam eden yıllarında da Pancar ekim alanlarını Uşak dışına taşıyarak sözde yeni ekim sahaları arıyoruz daha verimli Pancar ürettireceğiz diyerek Pamuk ve Üzüm depolarımıza pancar ektirmeye kadar varan olumsuz çalışmalar yaparak fabrikanın kar etmesini engellemişlerdir. Amaç çekilen sıkıntıların artırılmasını sağlamaktır. Tüm bu yapılanlara ses çıkarmayan Dedem Nuri Şeker
18. Mayıs .1931 tarihinde yapılan Genel Kurula bir rapor sunnarak dagıtım yerlerini de sıralamış ve artık yapılanların bir sonu gelsin de nasıl olursa olsun demektedir. Yukarlarda bahsettiğim siyasi baskıların en bariz örneğini de dedemin bu raporunu taktim ettiği makamlardan daha iyi anlamamız mümkün olacaktır. Bir İşletme kuruyorsunuz bunun hesabını Ortaklarınıza verme yerine Dedem gibi Cumhurbaşkanına , Meclis Başkanına , Halk Fırkasına meram anlatıyorsunuz ama nafile sizi yiyecekler ve ortadan kaldıracaklar, Bu çırpınış dedemin artık son çaresi ve sonuç 05. 08 .1931 Fabrika İflas ettirilmiş gösterilerek Halkın elinden alınıp siyasilerin yönetimine bırakılıyor. Sanki onların ellerinde sihirli değnek varmışcasına 01. 09 .1931 de yeni yılın kampanyası başlıyor ve eski yönetimin ektirdiği pancarlar toprak altından çıkartılıp şeker yapılarak fabrika kara geçiriliyor. Bunu da kendileri yapmış gibi gazetelerde 1931 yılında 55.000 ton pancar istihsal edilmiştir diye yayınlayabiliyorlar.Siyasiler gizli amaçlarını gerçekleştirmek ve dediklerini yapmanın bedelini hiç düşünmeden, bir şehirin geleceğinin kararmasını hiçe sayarak hareket etmişler ve sonuçta kendileri değil Tüm Uşak halkı bunun bedelini ödemek zorunda kalmıştır.
Dedem Raporunu;
Uşak Terakkı Ziraat Türk Anonim Şirketi
Hey'eti Umumi İçtimaı Riyasetine
Bir sureti Büyük Gaziye
" " Büyük Millet Meclisi Riyasetine
" " Halk Fırkası Riyasetine
Muhterem Beyefendiler diye başlıyor ( Raporun tamamı 1932 - 2 de vardır )
Bu anlattıklarımın sizleri düşündürdüğünü biliyorum ama göreceksiniz ileride daha neler neler yapacaklar ve Molla Ömer oğlunu Halkın sevmesinin önüne geçmek istiyeceklerdir. Ama ne tuhaftırki yaptıkları her oyun, Silahlı öldürmeye tesebbüsler Molla Ömer oğlunu Uşak ve Civar halkının gözünden düşürmediği gibi daha da büyümesine ve parlamasına yaramıştır. Bu olumsuz tavır ne acıdırki Uşak'ı yönetenler ve seçilenler tarafından sergilenmektedir, Bunların dışındaki kalan vatandaşlarımızdan bu güne kadar Rahmetli dedemin aleyhinde bir kelime bile duymadık. Daima Rahmet ve şükranla bahsettiler ve bahsetmeyede devam ediyorlar. Tüm Uşak Halkı ve Civar İllerdeki tanıyıp bilenlere bunun için Şeker Ailesi olarak teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Hem Uşak Şeker Fabrikası Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini hemde Sanayi ve Maadin Bankası Genel Medüğlüğü görevini yürüten Sadettin beyin aşırı gayretleri ve Genel kurullardaki usulsüz oy kullan- maya sebab olmalarıyla, talimat aldığı Dedemin muhaliflerinden ve Halk Fırkası yetkililerinden, yaptığı bu hizmete karşılık Uşak Şeker Fabrikasını Üç kuruşa Sanayi ve Maaden Bankasının almasını sağlamıştır.
Fabrikanın 06 . 08 . 1931 tarihinde Satışı Sanai ve Maadin Bankasına yapılmış bir ay sonra başlayan Kampanya sonucu 54.000 bin tonun üzerinde pancar işleyerek 8.650 ton şeker üretip bir buçuk milyon lira kadar kar etmiş ve bunu Sanayi ve Maadin Bankası başardı diye Ulusal basında öğünerek yayınlamışlardır. Halbuki o senenin pancarı zarar etti diye satılan fabrişkanın yatiştirdiği pancarlar olduğunu bilmelerine rağmen, Bunu kimse dikkate almamış ve büyük bir umutla Uşak ve havalisinindeki ilçelerin vatandaşların katkılarıyla kurulan Cumhuriyetin İlk Anonim Şirketi Devletleştirilmiştir. Böylece de yumurtasını, tavuğunu, Arpasını, Buğdayını, altınını , küpesini satarak Fabrikanın kurulmasını sağlayan Köylülerin hepsi bertaraf edilip dışlanmışlar ve var olan umutları Devlet tarafından yok edilmiştir.
Toplumda meydana gelebilecek olumsuzlukların önlenmesi içinde, Devletin üç beyaz maddeyi Tekel kapsamına alarak vatandaşları koruma amaçlı olduğu söylentisi ile zavallı Köylüler avutmuşlardır. Ancak bunun böyle olmadığının kanıtı ise Alpullu Şeker Fabrikasının Devletleştirilme işleminin ancak 1937 yılında yapılmış olmasıdır. Alpullu Kurucu listesi incelendiğinde bunların nasıl nüfuz ve otorite baskısıyla Alpullu Şeker Fabrikası 6 sene özerk yönetilerek oradaki kurucu azınlıkların daha fazla faydalanmaları sağlanmıştır. Ama Uşaktaki Binlerce Köylü Şirket ortağının hakları hiç düşünülmeden nasıl olsa Şirket iflas etti paralarınız heba oldu, onun için size bir iyilik yapalım hisselerinizin yarısını verelimde fazla mağdur olmayın gibi basit önerilerle çocukca aldatılarak hakları gasbedilmiştir.
Bu konunun daha fazla uzamaması için rahmetli dedemin bizlere anlattığı bir anıyı sizlerle paylaşmak ve burada bu konuyu noktalamak istiyorum. Bir kış günü torunlarını etrafına alarak yaptığı bir sohbette Fabrikanın neden elinden alındığını basitce bize şöyle anlatmıştı. Fabrika kuruldu zorluklar atlatıldı şimdi artık semeresini görme zamanı geldi. Ankara'dan gelen bir komüsyon bana bir teklifte bulunmuştu ben onların amacını anlamıştım ama onlar beni tanımadıkları için teklife sıcak bakacağımı zannettiler. Bana, Nuri Bey sen çok yoruldun hayli büyük işler yaptın emeğin burada çoktur bunu inkar edemeyiz, ancak bundan sonra senin fazla üzülmeni ve yorulmanı istemiyoruz. Sana bir teklifte bulunacagız inşaallah senin için hayırlı olur demişler. Dedem de nedir teklifiniz deyince de içlerinde amir durumunda olan Bey, biz düşündük ve sizin gene daima yönetimde olmanızı ancak işlere hiç karışmadan her ay 500 lira almanızı uygun gördük bu yaptığınız hizmete karşı az ama idare edersin demiş. Dedem gülerek şuna bak hele bizim inek süt vermeye başlamış banada süt vermek istiyorsunuz demiş ve eklemiş. Ben buradan süt almak için bu fabrikayı yapmadım. Ne süt alırım nede Sizlere süt sağdırırım bu süt tüm ortaklarımızın diyerek cevap vermiş. Bu cevabımım onların ve üstlerinin işine gelmeyeceğini biliyordum ama doğrusu da buydu çocuklar, onun için sizlerde toplum için bir iş yaptığınızda ondan çıkar sağlamayı asla düşünmeyin dedi.
Uşak Şeker Fabrikasının İlk Yıllar İşlediğ pancar ve Ürettiği Şeker Miktarı
Yıl İşlenen Pancar Üretilen Kristal Üretilen Küp
Pancar ( Ton ) ( Ton ) ( Ton )
1928 9.631 1.288 - . -
1929 23.423 3.210 - . -
1930 31.381 4.930 - . -
1931 54.159 8.650 - . -
1932 69.102 11.170
1933 102.238 9.670 5.479
1934 102.428 10.244 4.982
Yukardaki tabloda da görüleceği gibi her yıl artan bir hızla çiftçi Pancar ziraatına alışıyor ve ekim alanları da hızla artarak Pancar üretimi Uşak ve Havalisinde Çiftçilerimiz için vazgeçilmez bir ürün olma noktasına doğru gidiyor. Pancar ziraatının Şeker Fabrikası kurulmadan önce yeteri kadar bilinmediği herkesce malum olmasına rağmen, Uşak Şeker fabrikasına karşı Devletimizin yaptığı bu haksızlık aradan bir asıra yakın bir zaman geçmesine rağmen elan Fabrikanın ellerinden alınmasının üzüntüsünü yaşayan Fabrikanın ortagı olan çirfçilerin boynunun bükülmesine sebeb olmaktadır. Avundukları ve mutlu oldukları,kendilerini teselli ettikleri olay ise Türkiyede Cumhuriyetin İlk Sanayi Kuruluşu olan Uşak Şeker fabrikasının kuruluşunda kendilerinin de bir payının olmasıdır. Devlette olduğu süre içerisinde her hangi bir talepte bulunma isteklerinin olmayışı, Devlete olan saygılarının bir belirtisidir. Şayet Özelleşecek ise kendilerine olan hisse borçlarının geçen devrelerdeki kar payları ile birlikte kendilerine ödenmesi gereğide ortaya çıkmaktadır. Bu konuda Devletimiz gene biz hissedarların boynunun bükülmesine asla müsaade etmeyecektir kanısındayım.
------------------------ * ---------------------------
Bazı genel bilgileri paylaşalım :
- Uşak Terakkı-i Ziraat Türk Anonim Şirketi " 19 . Nisan . 1923 de kurulmuştur. ( Uşak Şeker Fabrikası ) 46 Maddelik Şirket Nizamnamesi Hükümet tarafından aynen kabul edilmiştir.
- İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları Türk Anonim Şirketi " 14 . Haziran . 1925 te kurulmuştur. ( Alpullu Şeker Fabrikası )
- Uşak Şeker Fabrikası Çekoslavak Skoda Şirketine İstanbul'da Pera Palas Otelinde diğer Şirketlerinde bulunduğu müşterek ortamda açık eksiltme İhale usulü ile verilmiştir.
- Alpullu Şeker Fabrikasının acilen kurulmasının sebeblerini ileride sizlerle paylaşacağım. Kazım Taşkent başkanlığında ki teknik heyetin Avrupaya giderek Bulgaristan, Romanya, Çekoslavakya, İtalya , Belçika, Fransa ve Almanyayı dolaşarak görüp izahat alarak 22 . Aralık . 1925 tarihinde Alman " Bukau Rwolf " Fabrikasına, Almanya da sipariş edilmiştir. Fabrika 11 ay gibi kısa bir zamanda bitirilerek 26 . Kasım . 1926 da işletmeye açılmıştır.
TÜRKİYE'NİN ŞEKER TÜKETİMİYLE İLGİLİ BAZI RAKKAMLAR
VEREREK DURUM DEGERLENDİRMESİ YAPALIM
Aşağıda vereceğim rakkamlar 2012 - 2013 Yıllarının rakamlarıdır. Çok yakın sapmaların olabileceği göz ardı edilmemelidir. Çünkü ben rakamları yuvarlatarak sizlere sunmak istiyorum.
- Türkiye yılda 2.500.000 ton şeker tüketmektedir.
- Türkiye yılda Pancardan kendi fabrikalarında 1.800.000 ton ile 1.900.000 ton şeker üretmektedir.
- Türkiye'de 4 ile 5 Fabrikada yılda 350.000 ila 400.000 ton civarında Nişasta bazlı şeker üretilmektedir.
- Türkiye'ye yılda 250.000 ila 300.000 ton Nişasta bazlı şeker kayıt dışı olarak girmekte ve kullanılmaktadır.
- Avrupa Ülkeleri yıllık Şeker Tüketimlerinin % 3 ila 4 oranında ( N . B . Ş ) rin kullanılmasına izin vermektedirler.
- Türkiye yıllık Şeker Tüketiminin % 10 nu kadar ( N . B . Ş ) şeker kullanmayı yasal olarak kabul ettiği gibi, Bakanlar Kurulunun bunu % 50 artırma yetkisinin olduğu söylenmektedir. Bu yetki kullanılarak NBŞ kullanımı % 15 olarak uygulandığı söylentileri vardır.
- Türkiye Pancardan Şeker üretme imkanları olan fakat Ülkesinde % 15 oranında NBŞ kullanan Dünyanın tek Ülkesidir.
PANCARIN BAZI ÖZELLİKLERİNİ GÖRELİM
ve NEDEN PANCAR DEMELİYİZ
Zirai ürünler arasında ( Arpa - Buğday vb. ) ürünlerin yetiştirilmesinde dönüm başına gerekli olan işçilik enfazla iki ( 2 ) kişi , Pancar ziraatında dönüm başına gereken işçilik sekiz ( 8 ) kişi
Havadaki Karbondioksidi temizleme oranı, ayni dekar arazideki Ormanın temizlediği Karbondioksit miktarın üç ( 3 ) katı miktara eşit
Üretilen Pancarın % 32 oranında yaş küsbe elde edilir. Hayvan besiciliğinin en ucuz ve vazgeçilmez hammaddesini teşkil eder
Pancar ekim alanlarının artırılması Köylerden İlçe ve İllere göçü önler,
Pancarın koyu yeşil yaprakları özümlemeyi yaptıkları gibi sonrasında da, Besiciliğin olmazsa olmazı Slazjın vazgeçilmez ana ham maddesi olarak kullanılmaktadır.
Pancardan Şeker elde edildikten sonra yan ürün olarak elde edilen Melas Yem Sektörünün yeme kattığı en önemli kalori maddesidir.
Maya Sektörü Melas olamadan faaliyet gösteremez
Saf Alkol üretiminin ana ham madesi gene Melastır.
Türkiye'de Üretilen 10.000.000 tondan fazla pancarın Nakliye sektöründeki katma degeri dikkatlerden uzak tutulamaz.
Türkiye'de Pancar Ziraatının başlama olasılığı gündemden düşmeyince, Yetkili merciler acaba bizim topraklarda da Avrupadaki verimde pancar elde edilebilecekmi diye düşünmüşler. Gerekli olan toprak analizlerini " Halkalı Mektebi Alisi Kimya Bölümünden Müderris Nurettin Bey'e analiz yaptırmışlardır.
Kimyağer Müderris Nurettin Bey, Toprak analizlerini daha sağlıklı olması için hem Alman Usuluile , Hem de Fransız Usulüne göre yaparak iki ayrı neticeye varacağını zannediyor. Ama her iki usulde de Ege ve Trakyadaki topraklar Pancar ziraati için en müsait toprakların olduğunu görüyor. Yani Türkiyenin topraklarında yetişen Pancarın Şeker oranı % 18.2 bulunuyor. Avrupa ortalaması % 13 - 14 olduğu dikkate alınırsa ülkemizin pancar ziraatındaki verimliliği Avrupalı yatırımcıların da dikkatini çekiyor. Uşak Şeker Fabrikasının Üretiminde kullandığı Şeker pancarındaki Şeker Yüzde oranı diğer Fabrikaların pancarlarına göre % 1.5 - % 2 puan fazladır.
Rahmetli Dedem, Şirketi kurup hisse senedi satışına başlayınca Avrupadan bir çok yatırımcı çok miktarda hisse almak için müracaatta bulunuyor. Ama o günkü şartlar dikkate alındığında dedem bu talepleri ( bu Milli bir Yatırımdır), yabancılara hisse satışı olmayacaktır diyerek geri çeviriyor. ( O günkü şartlarda Köylülerin ikişer lira vererek alacakları hisselerin bir özelliği vardır. Toplum kendine bu yatırımın gerçekleşmesiyle, çalışma imkanına kavuşacak, kendi tarlasını ekip para kazanacak, başkasına muhtaç olmayacak, verdiği iki veya on liranın bir gelir amacı taşımadığının bilincinde olarak hisse aldıkları için bu düşüncenin içinde Rant için yatırılacak paranın yerinin olmayacağı aşikardır. )
Türkiye'nin Sosyal yaşamındaki olumlu etkilerini parasal olarak rakamlara dökmenin mümkün olamayacagını Sizlerde takdir edersiniz. Köyünde, tarlasında kendi arazisinde çalışıp pancarını eken, aldığı para ile de güzelce geçinen bir köylünün, o temiz hava ve rahatı bırakarak Şehire göç etme olasılığı her halde işsiz olduğu zamankinden daha az olacaktır. Bu da Şehirdeki işsiz görüntünün önüne geçecek en önemli faktördür.
------------------------ * ----------------------