Uşak Şeker Fabrikası İle ilgili Yorumlarım - 2
*
Şeker Fabrikasına İlk Girenlerden Olup Emekli Bir Personelin
Geride Kalanlara Örnek Bir Veda Mektubu
Hulusi Ergeneli Ankara , 4 , 7 , 1960
Sevgili arkadaşlarım ;
13 Temmuz 1960 tarihinde yaş haddini ikmal ile memuriyet
hayatının son kademesi olan Emekliliğe erişmek mazhariyetini idrak
edeceğimden, Ulu Tanrı ' ya binlerce şükürler ederim.
Beraber çalıştığımız günlerin hatıralarını hiç unutmayacağıma
emin olmanızı rica ederim. Sizin de ağabeyinizi zanman zaman hatırlaya-
cağınızı ümit ederim.
Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da çalışma hayatınızda
memleket sevgisinden ve dürüstlükten , Kanun ve nizamlara riayetkar
olmaktan ve mesleğiniz icabı olan bitaraflıktan ayrılmayacağınıza itimadım
vardır.
Hizmetinde bulunduğumuz kıymetli Müessesenin sizler gibi dü
rüs ve vefakar gençlerin omuzları üzerinde yaşayacağını ve sizin de bu
yükü şerefle , vakarla taşımanız icabettiğini bir an hatırınızdan çıkarma-
manızı bilhassa tavsiye ederim.
Hepinize başarılar ve iyi günler dileyerek sevgi ile gözleriniz-
den öper ve veda ederim.
Bulunduğunuz işletmedeki bütün arkadaşlara selam ve sevgile-
rimin de iblağını rica ederim.
Cumhuriyetin kuruluşu sonrası toplum yaşanabilecek tüm olumsuzlukları yaşadığı için,ne yapmaları gerektiğinin bilinciyle hareket etmek mecburiyetinde olduklarını biliyorlarmış. Bu nedenle de herhangi bir Kuruma çalışmak için girdiklerinde mevcut kapasitelerini zorlayarak çalışmışlar, ve kendilerinden sonra geleceklere de örnek olma yolunda hayli gayret safetmişlerdir. Yukarıdaki veda mektubunu yazan kardeşimizde bunlardan birisidir. Bizlerinde bunların çalışma sevgisinden ve sadakatlerinden örnek almamız gerekecektir.
Orjinali Arşivimdedir.
--------------------------- * ----------------------
*
40 YIL ÖNCE
27 Aralık 1926 tarihli Cumhuriyet ' ten
Bir hediye
Uşak Şeker Fabrikası ilk mahsulünden 410 kutu Şekeri
Tayyare Cemiyetine teberru etmiştir. Cemiyet bu şekerleri
Piyangoya koyacak ve hasılatıyla fabrika adına bir Tayyare
satın alacaktır.
Ankara - 26 ( A . A . ) - Uşak Şeker Fabrikası Tayyare Cemiyetine
İlk Mahsulünden dört Yüz on kutu teberru etmiştir. Bu Şekerler
Tayyare Cemiyeti Şubeleri tarafından müzayedeye konulacak
ve hasıl olacak para ile Fabrika namına bir Tayyare satın alınacaktır.
--------------------- * -------------------
Yazılı basında çıkan bu heyecan verici haberin, Tam olarak anlaşılabilmesi için, olayın arka yüzünü de anlatmak gerekir. Böylece bir insanın kendini düşünmeden toplum için çalışan İnsanlarla, Yaptıkları işlerde ön planda Toplum için yapıyoruz diyerek yola çıkıp asıl amaçlarının, öncelikle kendi Çıkarlarını düşünerek hizmet verenlerin, Vatan ve Milletini ne kadar düşündükleri yaptıkları işin neticesinde ortaya çıkmalıdır.
Konuya biraz geri giderek anlatmaya başlamakta fayda vardır. 1923 yılında Rahmetli dedemin Ankara'ya giderek Atatürk'ten icazet alma sırasında Atatürk'ün dedeme , Bey Baba ben yamalı bir bohça olan bütçeyi nasıl denkleştireceğim diye uğraşırken, sen gelmiş bana bu yamalı bütçeden binlerce lira para istiyorsun inan ki, sana bütçeden tırtırlı kuruş bile veremem dediğini sizlerle paylaşmıştım.
Bunun üzerine Dedem de cevaben, Paşam ben sizden para istemeye gelmedim, bu konu ile ilgili sizden icazet almaya geldim , Siz bana bu konuda destek olursanız ben Sizden para almadan, Size ilk Türk Şekerini tattıracağım demiş. Atatürk, o zaman Bey Baba sen de benim kadar inatcı birine benziyorsun, Yolun açık olsun uğraştığın konunun neresinde takılırsan bana gel yolunu açayım demiş.
Buraya kadar olayların akışı normal seyrediyor. Ancak Trakya 'daki öncelikle, Kendi çıkarlarını düşünen bir grup Siyasetci ve Tüccar, önceden sahip oldukları imkanların ellerinden kaçmaması için,hemen harekete geçiyorlar. Devlet destekli bir komisyon oluşturup 1925 yılında Avrupaya Şeker Sanayini incelemeye gönderiliyorlar. Komisyon yaptıgı inceleme sonucu bir Alman Firması ile anlaşıp siparişlerini vererek geri dönüyorlar.
Alpullu'da kurulan 500.000.- lira sermayeli " İstanbul ve Trakya Şeker Fabrikaları T. A. Ş " ne Atatürk, % 68 İş Bankasının, % 10 da Ziraat Bankasının ortak olması talimatıyla destek oluyor. Geri Kalan % 22 lik kısmı ise Edirne ,Tekirdağ Meb'usları ve Bazı Tüccarlardan oluşan on kişilik bir Yönetim ile göstermelik halka açık bir şirket kuruluyor. Yukarıda Uşak ve Alpullu Şeker Fabrikalarının Yönetim biçimlerinde anlattığım gibi % 78 lik bir hisseye sahip olan Bankalar, Alpullu Şeker Fabrikasının Yönetimine bile giremezken. " Tüzük gereği "
Uşak Şeker Fabrikasına Kredi veren Sanayi ve Maadin Bankası, verdiği krediye karşılık teminat olarak Şeker Fabrikası Hisse senetlerini alıyor. Ama Genel Kurullarda Kendisinin de Şirket ortağı olduğunu öne sürerek elindeki teminat hisselerle usulsüz olarak tüm itirazlara rağmen Hükümet komserinin desteğiyle oy kullanarak Yönetimi ele geçiriyor. İtirazlara da Hükümet böyle istiyor, Halk Fırkası böyle istiyor diye baskı yapılıyor. Bu sayede 11 kişilik Yönetim Kurulu üyeliklerinden 7 sinin kendi Uhtesinden olmasını sağlıyor.
Bunun neticesi elde ettikleri avantajla ve yapılan muhasebe oyunlarıyla ayni zamanda da Dedemle muhalif olan diğer Yönetim Kurulu üyelerine de yardım etme görüntüsüyle onları da memnun edip sonunda Uşak Şeker Fabrikasını üç kuruşa Halkın elinden Tasfiye Kurulu kararıyla satın alıyorlar. 1931 yılının şartlarında Şeker Fabrikasına ikişer liralık hisselerle ortak olan binlerce köylü ne olduğunu anlamadan, ayrıca da Uşaklı olduklarını savunan muhalif grubun ön ayak olmasıyla artık Uşak Şeker Fabrikasını Neri Şeker 'den kurtarmışlardır, hayırlı uğurlu olsun.
Gelelim esas konumuza, Tayyare Cemiyeti, Cumhuriyetin Kuruluşu sonrası bir atılım yapmak, Zirai ilaçlama ve Pilot yetiştirme konusuna hız vermek istiyor. Ancak ellerinde yeterince Tayyare olmadığı gibi yeni Tayyare alacak kaynakları da yoktur. Bunun için bir finansman bulup yeni tayyareler almak istiyorlar. Yönetim Kurulu toplantısında, Bir fikir oluşuyor. Yeni kurulan şeker Fabrikalarından teberru olarak Şeker isteyelim ve bunları Şubelerimizde açık artırma ile satıp gelir elde edelim diyorlar. Teklif kabul buluyor ve hemen iki Fabrikaya mektup yazıp ürettikleri Türk şekerlerinden istiyorlar.
Bir sonraki yapılan Yönetim Kurulu toplantısında cevaben gelen mektupları okurken, Öncelikle Devlet destekli olduğunu bildikleri Alpullu Şeker Fabrikasından gelen cevap mektubunu büyük bir ümitle açıyorlar. Mektupta cevaben, Önerilerini çok olumlu karşıladıklarını, ancak İşletmelerinin henüz yeni olduğu için Kara geçemediklerini, ancak ileride İşletme kara geçtiğinde tekliflerinin yeniden degerlendirileceğini belirten bir cevapla karşılaşıyorlar. Yönetim Kurulunun morali bozuk bir vaziyette, İkinci olarak Uşak Şeker Fabrikasından gelen mektubu açıyor ve okumaya başlıyorlar. Memleketin gelecegine nafi aldığınız bu kararı kutluyoruz, bu kararınızı uygulayabilme-niz için, biz de üzerimize düşen vazifemizi yerine getirerek size 410 kilo Uşak şekerini gönderiroruz. Mektuptaki imza, Meclisi İdare Reisi Nuri. Tayyare Cemiyeti Yönetimi bu müsbet cevapla bir oh çekerek rahatlıyor.
Bu gelen Şekerler Türkiyedeki mevcut Türk Hava Kurumu Şubelerinde açık artırma ile satılıyor ve 64.000.- lira gelir elde ediliyor. Alınmak istenilen Uçakların tanesi 32.000.- liradır. Bu para ile iki tane Çift kanatlı Uçak siparişi veriliyor. Bu uçaklar Zirai İlaçlama ve Pilot Eğitimi için kullanılacaktır. Yönetim Kurulu Uşak Şeker Fabrikasının yaptığı iyiliği küçümsemediğini anlatmak için bir karar alıyor. Pilot yetiştirme ve Zirai ilaçlama merkezinin Uşakta oluşturulmasına karar veriyor.
Bu amaçla Kütahya Valiliğine bir yazı yazarak uçakların konuşlandırılması için kendilerine yer gösterilmesini istiyor. İşte bu taleplede işler karışıyor. Baştan beri var olan Nuri Şekeri yok etme savaşı iyice su yüzüne çıkıyor. Kütahya Valiliği Uşak Kaymakam' ına bu iki Uçak için bir yer gösterilmesini istiyor. Molla Ömeroğlunun başarısını ve Toplum içinde Yükselmesini önlemek için onunla savaşan İktidar yanlısı Yönetim Kurulundaki grup hemen harekete geçerek Kaymakam'a Uçakların Uşakta konuşlandırılması bizim otoritemizi bozar ne yap, ne et Uçaklar Uşak'ta Konuşladırlmasın diyerek baskı yapıyorlar. Ne acıdırki o zamanın siyasi ağırlığı ve Halk Fırkası baskısı Kaymakamın gücünü aştığı için Kaymakam Bey de Ankara Tayyare Cemiyetine bir cevap yazarak Uçakların Uşak'ta konuşlanacağı yerin olmadığını belirtip teklifi geri çeviriyor.
Tayyare Cemiyeti Yönetim Kurulu olumsuz karara üzülüyor ama Demokrasilerde çare tükenmez fikriyle onlar da Uçakların adını " Uşak - 1 ve Uşak - 2 " koyarak Dedemin yaptığı iyiliği karşılıksız bırakmıyorlar. Bunu niye anlatıyorum onu biraz açmam gerekecek. Dedemin yaptığı büyük işlerin altında ezilen Uşak'taki rakipleri ne yaptılarsa bir türlü alt edemedikleri Molla Ömer Oğlunu daima baskı altında tutarak başka işler yapmasını da önlemişlerdir.
Bunun nedeni çok açık, Bütün bu olumsuzlukların nedeni dedemle siyasi görüşlerinin örtüşmemiş olmasıdır. Bu tarz olumsuzluklar yaparak aslen en büyük kötülüğü Uşak'a yaptıklarının farkında bile değiller. Tarihte gerçekler belirli bir zaman sonra mutlaka meydana çıkarlar. Ama iş işten geçmiş olunca da bu meydana çıkan gerçeklerin hiç bir kıymeti kalmıyor, bundan da en çok o hizmeti alamayan toplumdaki insanlar görmüş oluyor. Çünkü Rahmatli Dedemin Şeker Fabrikasını Kurduktan sonraki, Kafasında tasarlayıp yapmak isteyipte yapamadığı projelerin uygulanamamasınnın zararını Uşak halkı çekmektedir.
Rahmetli dedemin Kafasında tasarlayıp gerçekleştiremediği konuların birisi, Murat Dağı eteklerinden doğan Çokrağan suyunu Uşak'a getirerek Uşağın Su sorununu kökünden hallet-mek ve bu arada da Suyu getirirken de suyun yüksekten akış cazibesini kullanarak beş altı yerde Elektirik santralı kurarak Elektirik elde ederek, O elektirikle de Banaz Uşak arasındaki ulaşımı Elektirikli Otobüsle sağlamak fikirlerini, bizlere anlatırken nasihat da etmekten de geri kalmazdı, bunları anlatırken çok üzüntülü bir ruh haline girer ve bizlere daima toplum yararına yapacağınız işlerde hiç yorulmadan ve işte suiistimal etmeden hizmet edin ki Ruhen ve vicdanen rahat olasınız derdi.
Cumhuriyetin kuruluşu sonrası hedefleri ve gayeleri ayni olmasına rağmen iki fabrikanın Yönetimindeki düşünce ve Memlekete Fayda anlayışlarının ne kadar farklı olduğunun ortaya çıkması bakımından bu konuyu anlatmak durumunda kaldım. Olay henüz bimiş değildir, Faaliyete geçen Şeker fabrikasının Nuri Şeker'e verdiği güç her geçen gün artmakta olduğunu için Yönetimdeki hasımları daha da ileriye giderek Ankaya'ya yaptıkları şikayetlerin dozlarını artırarak eksi çalışmalarına devam etmektedirler.
Bir yandan da Uşakta Fabrikanın ğüç durumlara düşmesi için ellerinden ne gerekiyorsa planlı bir şekilde uygulayarak Dedemin aleyninde çalışıyorlar. Bu planın içinde Şeker Fabrikası Ziraat teşkilatında görevli ziraatcılar vasıtasıyla Köyleri dolaşarak Köylülere Pancar ekmemelerini söyliyorlar. Molla Ömer Oğlunun çok zeki olduğunu Pancar ektiğiniz tarlalaradan verimli olanları tespit ettirip, bu verimli tarlalarınızı Fabrika üzerine tapusunu alacağını anlatmaya kadar varıyor, bu planları tutmayınca da açıkca Şeker Fabrikası Yönetimine baskı yaparak sözde, Uşaktaki arazilerde kaliteli pancar yetişmediği için Uşak dışındaki arazilere Pancar ektirilerek " Alaşehir ve Salihli Ovalarına " fabrikanın masraflarının artırılmasını sağlıyorlar. Böylece Şeker Fabrikasının İşleyecek pancar bulmasını zorlaştırıyorlar ve daha fazla zarar etmesini sağlayarak olumsuz kötülüklerine bir yenisini ekliyorlar. Sonuç olarak Fabrika, Kurucu ortak olan Binlerce Köylülerin ellerinden alınarak Devletleştiriliyor. Ama Nuri Şeker'le uğraşmaları gene bitmiyor, Aman Allahım Bu nasıl bir kin ? Nasıl bir düşüncedir ki Molla Ömer Oğlu Nurinin diktiği ağaç kurutulmak isteniyor, Bu uğraşı yapan nekatif insanlar, bari Uşak veya Memleketin bir yerinde toplum yararına bir ağaç değil bir çiçek dikmişlermi ki ona bir baksalar belki hatalarını daha iyi anlayabilirlerdi.
Türkiye'de, Uşak Şeker Fabrikası sonradan kurulan Şeker Fabrikalarının ihtiyacı olan ara eleman ve Ustaların yetiştirildiği bir okul ve Şeker Fabrikalarının Ekolü olmuştur. Buna rağmen Uşak Şeker Fabrikasına Tek parti döneminde çivi bile çakılmamış, kapasitesi artırılmamış kendi haline bırakılmıştır. Buna rağmen. Alpullu Şeker Fabrikası 500 / ton / gün kapasiteli kurularak faaliyetini sürdürürken, Sonradan günlük kapasitesi yapılan ilave tevsilerle 1930 yılında 800, 1931 yılında 1000, 1943 yılında 1400 , 1951 yılında 1900 , 1965 yılında da 4000 tona çıkartılmıştır. İlkler Şehri Uşak'ta Kurulan Uşak Şeker Fabrikası İlk olmanın gururu ve mutluluğu ile yetinerek, gelişmesine engel olanların sayesinde yerinde sayarak bu günlere kadar gelmiştir. Bunada şükretmek lazım.
Uşak'ta 1926 dan sonra seçilen Belediye başkanları, Atanan Kaymakam ve Valiler, Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyeleri ve Tüm Sivil Toplum Kuruluşlarının yetkililerinden hiç birisi kardeşim Ülkenin şeker ihtiyacı karşılanamıyor, Şeker İthal oluyor, Bizim bu Şeker Fabrikamız 1926 yılında kurulmuştu yeri de müsait'ti Trakya'daki Şeker Fabrikasının devamlı olarak kapasitesini artırarak büyütüyorsunuz da Uşak şeker Fabrikamızın kapasitesini niye artırmıyorsunuz diyemedi. Bunun nedenini, Şeker Ailesi olarak bizler anlamakta güçlük çekiyoruz.
Bu düşmanlık Fabrikanın Devletleştirilmesi aşamasında da yapılan incelemede aynen devam etmiştir. Fabrikayının hesaplarını tetkik eden Sayın Müfettişlerin masrafa atıldığını gördükleri, Dedemin Tayyare Cemiyetine gönderdiği iki Uçak Alınmasına sebeb olan 410 kilo Şekerin bile bu masraf olamaz bunu kim verdiyse o öder diyerek Dedeme ödetilmesine kadar gidiyor. Molla Ömer Zade' lerin Uşakta yaşamasına rağmen Dedemin 0 - 65 yaş arasının Tarihçilerce bile bahsedilmeme nedenini anlamakta güçlük çekiyoruz. Uşak tarihini okuyanlar sanki Nuri Şeker 65 - 66 yaşlarında Uşak'a gelmiş ve Yunanlılar gidince de, Şeker Fabrikasını kurma aşamasından başlayan bir serüveninden bahsediliyor. Bu konu da Ailemiz için bir üzüntü kaynağıdır. Dedem biz torunlarına Milli İstihbarat teşkilatında görev aldığını Yunan İşkalinde de Kuvai Milliye ile beraber Çalıştığından defalarca bahsetmiştir. Kuvvai Milliyenin kaydını tutanlar acaba o zamandan beri dedemle anlaşamadıkları için mi bu olmuştur, bunu merak ediyorum. Dedeciğim sen yerinde rahat Uyu hiç üzülme Sana o eziyetleri yapan zihniyetler Senin başarının gölgelenmesine değil daha da parlamasına ve Senin Şükranla anılmana sebeb oluyorlar, ama kendilerini anan bile yok. Ruhun Şad olsun.
İşte Tayyare Cemiyetinin aldığı iki Uçak için koydukları Uşak - 1 ve Uşak - 2 isminin serüveni budur.
------------------- * -----------------
* 31 . Ağustos . 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinden
Uşak, 30 ( A.A ) - Zafer Bayramı Uşak'ta yüksek tezahüratla tesit edilirken, İkinci Uşak Teyyaresi etrafını alan, diğer dört teyraremizle birlikte uçuşlar yapmıştır. Bu
gün ögleden sonra ikinci Uşak Teyyaresine ad konma merasimi yapılmıştır. Dumlupınar merasimine Uşak'tan bir heyet ve bir teyyare iştirak etmiştir.
Sayğı değer site takipçileri, Bu gazete küpürüde 02 . Mayıs . 2014 tarihinde elime geçti, onun için bu konunun yorumunu yukarıda yapamamıştım. Uşak ta bu ve bu gibi Dedemle ilgili merasimlerin çok olmasına rağmen, Uşak basını ve Uşak Tarihini yazan büyüklerimiz ve kardeşlerimiz hiç mi hiç bu konulara değinmeden yazılarını kaleme almışlardır. Dedeme karşı bu yapılan haksızlığın, kin ve acımasızlığın sebebini Şeker ailesi olarak bizler çok merak ediyoruz. Bu hırs ve kinin sahipleri acaba yerlerinde rahat uyuyabiliyorlar mı, çok merak ediyorum. Tarih yazanlar gerektiğinde kendilerine veya ailelerine dokunan bir kötülük varsa onları da hiç çekinmeden yazmalılar ki insanlar geçmiş tarihlerini incelerlerken yanılgı ve haytalara düşmesinler.
Zaman olarak, dedeme yapılan haksızlıkların en doruk noktasında olan bu Tayyareye isim konma merasimi hiç dikkate alınmayarak Molla Ömer oğlunun ismi ortaya çıkartılmamıştır.
---------------------- * ------------------
*
S Ü M E R B A N K
Umumi Müdürlüğünden :
15/11/1934 tarihinden beri Bankamız tarafından satın alınarak bedelleri başabaş ödenmekte olan
Uşak Terakkii Ziraat Türk Anonim Şirketi
Hisse senetlerinin satın alınmasına 31 / 01 / 1938 tarihine kadar devam olunacaktır.
Henüz hisselerini Bankamıza satmamış ve bedelini almamış bulunan hissedarların mezkur tarihten evvel müracaat etmeleri ilan olunur.
------------------------- * ---------------------
*
03 . Eylül . 1932 Tarihli Cumhuriyet Gazetesinden
Uşak ' ta
Kurtuluş Bayramı Tesit Edildi
Uşak, 2 ( A.A ) - Bir Eylül Kurtuluş Bayramının onuncu yıl dönümü dün büyük tezahüratla tesit edildi.
On sene evvel ilk süvari kuvvetlerimizin Uşak'a geldiği dakikada İkinci Uşak Teyyaresi Şehir üzerinde uçuşlar yaparak halkın tezahüratına iştirak etmiş ve beyennameler atmıştır.
---------------------- * -------------------